E-Ticaret Stratejinizi Değişen Dünyaya Uyarlamak için 9 İpucu

E-Ticaret Stratejinizi Değişen Dünyaya Uyarlamak için 9 İpucu

Koronavirüsün tüketici tercihleri ​​ve talepleri üzerindeki etkisi, virüsün ötesine geçip şu anda “yeni bir normal” halini aldı ancak salgın sonra erdiğinde yaşam gerçek normale dönecek. Dolayısıyla Koronavirüs, bu dönemde satışlarınızı veya her zamanki gibi işlerinizi yürütme yeteneğinizi olumsuz etkilemişse de hepsini sona erdirmeyecek. Hatta bir anda değişen ihtiyaçlar ve iş yapış şekilleri, her şeyi sona erdirmeyeceği gibi önemli bir yenilenmeyi de beraberinde getirecek.

Çünkü salgın dönemi, bir çok sektör için değişimlere hızlı adaptasyonun önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Salgın sonrasında hızlı değişimlere adapte olacak dijital alt yapılar daha fazla gündeme gelecek. Dijital ekosistemler zaten hayata geçiyor ve sık sık gündeme geliyordu ancak salgın dönemi sonrasında güçlü dijital alt yapılara sahip olmak artık hızla değişen dünyanın ticari risklerine karşı bir zorunluluk halini alacak diyebiliriz.

Peki henüz salgın dönemi sürerken e-ticaret stratejinizi yeni yaşam biçimlerine uyarlamak için nasıl bir strateji izlemelisiniz?

İşte size önemli 9 ipucu:

1. Üreticilerinize başvurun.

Salgın döneminde hızlıca ve sık sık üreticilerinizle ne durumda oldukları ve Koronavirüsün işlerini nasıl etkilediği hakkında konuşun. Bilmediklerinizi planlayamazsınız, bu nedenle tedarik zincirinizin tüm yönleri hakkında mümkün olduğunca bilgi almak için elinizden gelenin en iyisini yapın.

Bu dönemde hareketli birçok faktör var. Çevrimiçi mağazanızda ürünlerinin ihtiyaçlarda öncelikli olmasına bağlı olarak talepte ani bir artış görebilirsiniz, arz bir sorun haline gelebilir. Tedarik sürecinizi her yönü ile değerlendirmek için üreticilerinizle kontakta olun.

2. Alternatif tedarikçileri arayın.

Koronavirüs ilk ortaya çıktığında, büyük ölçüde merkezi Çin’di. Bu da birçok satıcının ürünlerinin kaynağı olan yer olduğu için, bu durum Çin dışında alternatif tedarikçisi bulamayan bazı satıcılar için stok kıtlığına neden oldu.

Çin’in her zamanki gibi yavaş ama emin adımlarla iş hayatına geri döndüğüne dair kanıtlar var, ancak diğer ülkeler de (ABD dahil) bu gerilimi hissediyorlar. Durum küresel olarak gelişirken birkaç farklı seçeneğe sahip olmak, tedarik riskini azaltmanıza yardımcı olabilir.

3. Müşteri ihtiyaç değerlendirmesi yapın.

Hedefinizi veya ideal müşteri gruplarınızı düşünün, mevcut durumları nedir? Evden mi çalışıyorlar, ön saflarda işçi olarak mı çalışıyorlar yoksa işten mi çıkarılıyorlar? Şu anda özel ihtiyaçları ve endişeleri nelerdir?

Mevcut ihtiyaçlarını daha iyi anladıktan sonra, bunları karşılamaya hazır olup olmadığınızı değerlendirebilirsiniz. Şu anda tüketici kesiminizin ihtiyaçlarını destekleyecek envanterinizin olup olmadığını, tedarik edip edemeyeceğinizi anladıktan sonra devam etmeyi düşünebilirsiniz.

Mevcut ürünlerinize ek olarak, ürün hattınıza el dezenfektanı ve kolonya gibi salgına yönelik ürünler, aynı zamanda küçük spor aletleri gibi evde zaman geçirmek için gerekli olabilecek ürünler ekleyerek müşterilerinize e-posta ile bildirebilirsiniz.

4. Evdeki ihtiyaçlara geçiş yapın.

Koronavirüsün en belirgin etkilerinden biri, evde normalden çok daha fazla zaman harcanmasıdır. Stratejinizi evdeki kesimin ihtiyaçlarına daha iyi hizmet etmek için nasıl değiştirebileceğinizi veya bu stresli zamanlarda onları nasıl memnun edebileceğinizi düşünün. Restoranlar bunun harika bir örneği. Yemek servislerini kapatmak zorunda oldukları için, online veya telefonla sipariş ve teslimat hizmetlerini hızlandırdılar.

E-ticaret tarafında, bazı mağazalar yeni ürünler stoklamaya ve / veya şu anda birçok insanın günlük yaşamlarıyla daha ilgili olan mevcut ürün koleksiyonları yaratmaya başladı.

5. Yeni satış kanallarını kucaklayın.

İnsanların evde kalmasıyla beklenen şeylerden biri elbette fiziki mağaza trafiğinde büyük bir azalma, hatta mağaza kapanmalarıdır. Koronavirüs dönemi fiziki mağazaya sahip perakendeciler için henüz yoksa bir çevrimiçi mağaza açmaları veya varsa çevrimiçi varlıklarını ve dijital pazarlarını ikiye katlamaları için harika bir zamandır. Koronavirüs dönemi göstermiştirki e-ticaret alt yapısına sahip olmayan bir perakendeci olmamalıdır. Şu an mağazalarını kapatmış ancak satış olanağı olan birçok perakendeci var. E-ticaret siteleri olmadığı için bu değişime hızla ayak uyduramayanlar ise büyük zararla çıkabilirler bu süreçten.

6. Ürün sayfalarınızı güncelleyin.

Belirsizlik zamanlarında, hizmetlerinizden herhangi birinin değişip değişmeyeceği konusunda müşterilerinizle açık iletişim kurun.

Koronavirus, ürün başına da olsa tedarik zinciri sorunlarına neden olabilecek durumlara yol açtı ve işiniz için de durum buysa, müşterilerinizin ne bekleyeceğini bilmesi için ürün sayfalarınızı güncel tutun. Belirli ürünlerin bir süre stokta kalmayacağını, gönderilerin hedeflerine ulaşmasının daha uzun sürdüğünü veya bazı ürünlerinizin normalden daha hızlı satıldığını öğrenebilirsinler.

Tüm bunlar, müşterilerinizin online mağazanızdan ürün satın alırken sahip olması gereken önemli bilgilerdir. Şeffaf olun ve olabildiğince fazla bilgi verin. Bu dönemde hizmette bir yavaşlama yaşıyor olsanız bile beklentileri doğru yöneterek, müşteri memnuniyetini arttırma olasılığınız yüksektir.

7. Veriye dayalı bir bakış açısı edinin.

Başarılı bir iş için en büyük anahtarlardan biri; belirli bir müşteri alt kümesinin ihtiyaçlarını tanımak ve karşılamaktır. Bugünün küresel durumu karşısında bile, bu gerçek aynı kalır.

Neyse ki, bağlantılı toplumumuz veri toplamak için çok fazla fırsat sunuyor. Bunu kendi yararınıza kullanın ve müşteri davranışındaki farkı gözlemleyin. Onların ihtiyaçlarını bugün olduğu gibi karşılamaya odaklanırsanız, belirsizlik fırtınasını atlatmak için daha donanımlı olacaksınız.

8. PPC (Pay Per click) reklamcılığa odaklanın.

Evde daha fazla kişi olduğunda, daha fazla Google araması yapılıyor ve bazıları daha önce fiziki mağazadan satın alacakları ürünler için e-ticarete yöneliyor.

Zaten yapmıyorsanız PPC’yi düşünmek mantıklı, özellikle de mağazanızda Koronavirüs nedeniyle hayatımızdaki değişikliklere yönelik ürünler varsa PPC’yi kullanın. Örneğin elektronik ev eşyaları, çocuklara yönelik oyunlar gibi. Ama bu ürünleriniz yoksa bile yine her işletme için PPC doğru bir yöntemdir. Çünkü ürününüzü arayan kişilerin önüne çıkarsınız ve satış yapma olacağınız artar.

E ticaret sitenizin verilerini yakından izlediğinizden emin olun ve gerekirse teklif stratejinizi ayarlayın. Günün belirli saatlerinde dönüşüm oranlarının çok daha düşük olduğunu görürseniz, paradan tasarruf etmek için bu saatler için tekliflerinizi azaltın.

9. Mağazanıza özel teklifler sunun.

Ekonomik belirsizlik, işten çıkarmalar ve kaybedilen işler, bazı müşterilerde fiyat hassasiyetini artırabilir. Mağazanızda veya daha yüksek talebi olabilecek belirli ürünlerde özel bir indirim sunmayı düşünün. Mağazanızdaki tüketici harcamaları düşükse, indirimler alışveriş yapanları geri çekmek için iyi bir yol olabilir. Hatta bazı ürünler için şimdi al sonra öde kampanyaları yapabilirsiniz.

Bu ipuçlarını kullanarak Koronavirüs salgın dönemine e ticaret stratejilerinizi uyumlayabilirsiniz. Ancak, henüz bir e ticaret altyapısına sahip değilseniz, hemen harekete geçmeli ve bu durgunluk dönemini yenilenme dönemi olarak değerlendirmelisiniz. En hızlı şekilde iyi bir müşteri deneyimi sunacağınız kesintisiz bir e-ticaret alt yapısına geçmek için çalışmalara başlamayı ihmal etmeyin.

Paylaş
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp
Share on email
E-Bülten Aboneliği

İlgili Yazılar

  • 19 Aralık 2021
  • E-Ticaret
Omnichannel strateji, müşterileri merkeze almalı ve fiziksel konumlar, masaüstü ve mobil cihazlar dahil olmak üzere müşteriyle etkileşime girdiği her yerde olmalıdır.
  • 1 Kasım 2021
  • E-Ticaret
Omnichannel strateji, multichannel bir temel üzerine inşa edilmiş olsa da, müşteri deneyiminde, hedeflerde ve uygulamada önemli farklılıkları vardır.
icon/mail-check

Teşekkürler

Kısa süre içinde bir e-posta alacaksınız.

hr@inomera.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.